Kanuni Sultan Süleyman Sözleri
Denizde savaşmadan, karada fetih olmaz.
Altın ver, altın ver ki görsünler hazinenin kudretini.
Halk içinde devlet kadar itibarlı bir başka şey yoktur ama, dünyada bir nefeslik sıhhat gibi saadet ve zenginlik olmaz.
Kılıcın yapamadığını adalet yapar.
Bir sapkın Divanımıza gelir ve Peygamberimiz hazretlerinin yüksek fanına gölge düşürür, saçma sapan konuşmaya cürret eder ve saçmaladığı delillerle isbat edilip susturulamaz, çıkar gider. Buna sebep nedir?
Bre Hasancan, devletin işi görmezden gelmek değildir. Elbet zulmedenler saptanıp cezasını çekecektir.
Hiçbir şeyi ben yaptım deme. Ele geçirdiğin tüm kaleler, kazandığın tüm başarılar Allah’ın bir lütfudur.
Kafirin tedbiri bizi yolumuzdan çeviremez. Rodos illa alınacaktır. Yiğitlik bu mudur? Niçin gayret göstermezsiniz? Rodos şiddetli topçu ateşi ve hücumlarımız karşısında hala ayakta sallanıyor da neden bir türlü düşmüyor?
Dünya bir hayaldir.
Bre Hayrettin bir kulun ömrüne bu kadar az zamanda bu kadar çok fütuhat düşmez. Siz in misiniz yoksa cin misiniz? Bana ister manzum ister mensur bir eser yaz ben de haine-i amiremde saklayayım ki bizden sonra gelecek nesillere ibret ve ders olsun. (Barbaros Hayreddin Paşa’ya Gazavat-ı Hayrettin Paşa’yı yazdırmak için fermanı)
Bu ne güzellik, bu ne yüz, bu ne kokudur? Aklım saçının kokusuyla doludur, Muhibbi (Kanuni) ansızın divane oldu, bu ne aşk, bu ne dert, bu ne huydur? (Hürrem Sultan’a atıf şiirlerinden biri)
Devlet adalet üzerine inşa edilir.
Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki padişah olan Kanuni bu dünyadan eli boş gitmiştir.
Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım, onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil.
Eğer ben padişahım diye benim lehimde bir karar verseydin, seni bu kılıcımla öldürürdüm. (Aleyhinde karar veren kadıya)
Onlar (Fatih Sultan Mehmed ve devlet erkanı) İstanbul’u fetheylemek gibi büyük bir erdeme ulaştılar. Onları kendimizle bir tutamayız.
Bu, harp demektir! Biz hakareti sineye çekecek kudretsizlerden, tabansızlardan değiliz. Tez zafer hazırlıkları tamamlansın. Belgrad Kapısı’nı kırmaya andımız vardır.
Ey Fransa Kralı Fransuva! Sefir-i Kebirimden aldığım mazhara göre haberim oldu ki, memleketinde dans namında Ala Mele-İnnas Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. İş bu Name-i Humayunumun eline vusulünden itibaren bu rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.
Dünya kimseye payidar değildir.
İçime kibir girdi. (Mohaç Savaşı sonrası söylediği rivayet olunur)
Dünya ne kadar küçük.. (haritayı ikiye bölerek) Biz Doğu tarafını elimizde tutacağız.
Dünyanın efendisi ben değil, reayadır ki, ziraat ve çiftçilik emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisap ettikleri nimetle bizleri yaşatırlar.
Hayreddin! Seni Fransızlara yardım etmek ve İspanya üzerine yüklenmek üzere başkomutan yapıyorum. Bu seferki vazifen çok ağırdır. Çünkü Fransızlardan başka Akdeniz’de kimlerin donanması varsa, onlara meydan okuyacaksın. Kapıkulundan gerekli sayıda tüfekçiden başka, sana istediğin kuvvetleri de vereceğim.
Mevkiler önce Allah’a sonra Devlet-i Aliyye’ye karşı sorumluluktur.
Allah sizlerden razı olsun ATAM. Allah bize bıraktığınız bu topraklar için sizlere her zaman minnettar olduğumuzu görmüştür. Keşke sizin döneminizde yaşasaydım. En azından şerefli insanlarla birlikte bir yolda yürümüş olurdum. Günümüzdeki vatan hainlerinden öylesine bıktım ki. Sizleri özlüyor Türk milleti.. Allah rahmet eylesin.
Kılıcın yapamadığını adalet yapar. Devlet adalet üzerine inşa edilir. demiş. Şu anda ise adalet denilen birşey kalmamış. o zamanlarda biz herkese kucak açarmışız şimdide öyle. ama herkes bizi kullanmaya devam ediyor. çok şevkatli, yufka yürekli bir ülkeyiz. bu yüzden başımıza bu geliyor.